Yazılar

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir? Nasıl Anlaşılır?

Anksiyete bozukluğu; yoğun bir şekilde kaygı, korku, endişe hissedilmesine ve söz konusu duyguların günlük yaşamı olumsuz etkilemesine neden olan bir psikolojik rahatsızlıktır. Sürekli huzursuzluk, odaklanma güçlüğü, uyku problemleri, çarpıntı gibi belirtilere de sebep olur. Bununla birlikte rahatsızlığın; GAB, sosyal anksiyete ve fobi gibi türleri vardır. Yaşanan yoğun duyguların anksiyete ile ilişki olup olmadığı ise ancak bir uzman görüşüyle anlaşılabilir.

Kaygı bozukluğunun teşhis edilmesi için uzmanlar, danışanın duygusal durumunu, düşüncelerini ve davranışlarını analiz etmek amacıyla detaylı bir görüşme gerçekleştirir. Şayet yaşanan durumun fiziksel belirtileri varsa bazı tetkikler yapılması da gerekebilir. Aynı zamanda psikolojik değerlendirme, tanı ölçütleri, ayırıcı tanı gibi uygulamalar da yapılarak teşhis konur ve tedavi sürecine başlanır.

Anksiyete Bozukluğu (Kaygı Bozukluğu) Nedir?

Anksiyete, herhangi bir neden olmadan aşırı endişe ya da kaygı duyulmasına sebep olan bir psikiyatrik bozukluktur. Rahatsızlığın görüldüğü kişiler, sürekli endişeli hissetmekle birlikte zihinlerinde oluşan negatif düşünceleri kontrol etmekte zorlanır. Bu bağlamda okul, iş, para, aile ve sağlık gibi birçok konu, rahatsızlık yaşayan kişilerin endişe duyabileceği durumlar arasındadır.

Anksiyete bozukluğu görülen kişilerin hissettiği yoğun kaygı gerçekçi değildir veya endişe edilen durumla orantısızdır. Korku ve dehşet hali içinde hissedilen duygular ise genellikle uzun sürelidir. Buna bağlı olarak zamanla sosyal ortamlarda ve ilişkilerde sorunlar yaşanması, rutin işlerin dahi yapılmasının zorlaşması gibi belirtiler ortaya çıkar.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir? Nasıl Anlaşılır?

Anksiyete Neden Olur?

Anksiyete kaygı bozukluğu genellikle insanların stresle baş edememesi sonucunda görülür ancak yapılan araştırmalar neticesinde rahatsızlığın kesin nedeni henüz tespit edilememiştir. Bunun yanı sıra uzmanlar, rahatsızlığın biyolojik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşimlerine sekonder olarak ortaya çıktığı yönünde görüşlere sahiptir. Söz konusu faktörler ise aşağıdaki gibidir:

·          Gelişimsel özellikler

·          Kişilik özellikleri

·          Olaylara bakış açısı ve durumları algılama noktasındaki farklılıklar

·          Genetik faktörler

·          Beyin fonksiyonlarında ve kimyasındaki değişiklikler

Bunlarla birlikte geçmişte yaşanan travmalar ve olumsuz deneyimler de ilgili rahatsızlığın görülmesine neden olan hususlar arasında yer alır.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğu teşhisi konulması için bazı spesifik belirtilerin en az altı ay boyunca devam edip etmediğine bakılır. Bu noktada uzmanların dikkate aldığı belirtilerden bazıları aşağıdaki gibidir:

·          Sinirlilik hali

·          Köşeye sıkışmışlık hissi

·          Huzursuzluk

·          Dikkat eksikliği

·          Kaslarda gerginlik görülmesi

·          Uyku sorunları

·          Çabuk yorulmak

Bunların yanı sıra endişeleri kontrol etmekte güçlük yaşanması, sıkıntılı ruh halinin günlük yaşamı etkilemesi ve bazı fiziksel durumlar da rahatsızlığın belirtileri arasındadır. Ancak söz konusu belirtiler farklı psikolojik hastalıklarla karakterize olabileceği gibi geçici bir kaygı durumunu da yansıtabilir. Dolayısıyla tanı konulması için mutlaka bir uzman görüşü alınması gerekir.

Anksiyete Bozukluklarının Türleri Nelerdir?

Genel kaygı bozukluğu, sosyal kaygı bozukluğu ve fobiler; anksiyete türleri arasında yer alır. Aynı zamanda ayrılma anksiyetesi ve ilaçlara bağlı gelişen kaygı bozukluğu gibi türleri de mevcuttur. Bazı durumlarda OKB gibi diğer duygu durum bozuklukları sebebiyle de ortaya çıkabilir.

Genel kaygı bozukluğu, belirli bir neden olmaksızın aşırı ve kontrol edilmesi güç bir endişe haline sebep olur. Normal bir duygu olan kaygı, kaygı bozukluğu görülen kişilerde günlük hayatını sekteye uğratacak düzeyde şiddetlidir. Bununla birlikte genel kaygı bozukluğunda; yorgunluk, bulantı, terleme, sıcak basması gibi fiziksel belirtiler de gözlemlenebilir.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir? Nasıl Anlaşılır?

Fobi, herhangi bir nesne, canlı ya da duruma yönelik aşırı korku hissedilmesine zemin hazırlayan bir diğer anksiyete türüdür. Anksiyete görülen kişilerdeki korku hali, söz konusu durumla karşılaşmasalar dahi ortaya çıkabilir. Örneğin, korku duyulan nesnenin düşüncesi dahi aşırı endişe yaratır ve panik atağa sebep olabilir.

Sosyal Anksiyete Nedir?

Kaygı bozukluğu türlerinden biri olan sosyal fobi, gündelik olaylar karşısında yoğun ve aşırı endişe duyulması halidir. Genellikle utanç verici bir olay yaşama ve yargılanma korkusuyla kendini gösterir. Sosyal fobisi olan kişiler, bir ortama girdiğinde aşırı kaygılı hissettiği için sosyalleşmekten kaçınırlar. 

Sosyal Anksiyete Belirtileri

Sosyal anksiyetenin en yaygın belirtisi, dışarı çıkıldığında veya kalabalık bir ortama girildiğinde aşırı kaygı hissedilmesidir. Bununla birlikte kalp çarpıntısı, terleme, titreme, kekeleme, ağız kuruluğu gibi semptomlar da görülebilir. Sosyal fobi görülen kişiler, yabancılarla etkileşime girdiklerinde yoğun bir korku hisseder. Ayrıca izlenme ve yargılanma hissinden dolayı dışarıda herhangi bir işle meşgul olmaları da son derece zordur.

Anksiyete Kimlerde Görülür?

Hemen her insanda anksiyete bozukluğu görülmesi muhtemeldir. Buna karşın kadınlarda görülme olasılığı, erkeklere kıyasla daha yüksektir. Ayrıca 35-60 yaş grubunda daha sık rastlanan bir rahatsızlıktır. İstismar, ciddi kayıplar, travmalar ve olumsuz deneyimler yaşanması ise bozukluğun ortaya çıkma riskini artırır.

Alkol Anksiyeteyi Tetikler mi?

Alkolün kaygıyı bastırmak için bir ilaçmış gibi tüketilmesi zaman içerisinde bağımlılık gelişmesine zemin hazırlar. Buna bağlı olarak alkolün görece yatıştırıcı etkisi, kullanım miktarı arttıkça giderek azalır. Dolayısıyla ilerleyen süreçte alkolün aynı etkiyi göstermemesi, anksiyetenin şiddetlenmesine yol açar.

Anksiyete ve Depresyon

Depresyon ve anksiyete, psikiyatrik bozukluklar olmakla birlikte genellikle ayrı ayrı ele alınır. Ancak her iki rahatsızlığın birlikte görüldüğü durumlar da söz konusu olabilir. Bu noktada depresyon, aşırı üzgün, çaresiz ve umutsuz hissetmeyle karakterize bir rahatsızlıktır. Kaygı bozukluğu ise yoğun endişe, korku ve gerginlik hisleriyle kendini gösterir.

Mide bulantısı ve uyku bozuklukları gibi bazı semptomlar, her iki rahatsızlıkta da görülür. Ayrıca anksiyete, bazı durumlarda depresyona yol açabilir veya depresyonla aynı anda ortaya çıkabilir. Bunun sebebi ise aşırı kaygı ve endişenin depresyona zemin hazırlayan duygular olmasıdır.

Anksiyete Nasıl Teşhis Edilir?

Anksiyete teşhisi konması için öncelikle kaygı bozukluğu belirtileri ve süresi dikkate alınır. Bu bağlamda uzmanlar, yaşanan yoğun duyguların hangi durumlarda ortaya çıktığını ve günlük yaşamı ne derece etkilediğini sorgular. Aynı zamanda geçmiş ruh sağlığı durumu, aile öyküsü ve travmalar da uzmanların değerlendirdiği noktalar arasındadır.

Anksiyete ve kaygı bozukluğu belirtilerinin altı aydan uzun süre devam etmesi halinde tanı konması mümkündür. Ancak bu süreçte fiziksel muayeneler, psikolojik değerlendirmeler ve çeşitli tanı ölçütleri de uygulanır. Örneğin, DSM-5 kriterleri, dikkate alınan temel faktörlerin başında gelir. Danışanda görülen belirtilerin diğer psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklanma ihtimaline karşın ayırıcı tanı çalışmaları da yapılır.

Anksiyete Krizi Nedir?

Anksiyete krizi hem fiziksel hem duygusal belirtilerle kendini gösteren bir ataktır. Bu noktada genellikle yoğun bir korku ve endişe hali ortaya çıkar. Ayrıca kaygı bozukluğu, bir felaketin yaklaşması ya da tehlikeli bir olayın yaşanması, kontrolü kaybederek delirme korkusu gibi semptomları da beraberinde getirebilir.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir? Nasıl Anlaşılır?

Anksiyete Krizi Belirtileri Nelerdir?

Kaygı bozukluğu ataklarında görülen fiziksel belirtiler arasında; çarpıntı, mide bulantısı, kaslarda gerilme, terleme ve üşüme yer alır. Bununla birlikte nefes darlığı, titreme, boğulma hissi ve bayılacak gibi hissetme de sık rastlanan durumlardır.

Anksiyete Krizi Nasıl Geçer?

Kaygı bozukluğu atakları esnasında kişinin kendini telkin etmesi ve duygularını kontrol altına alması son derece zordur. Ancak bazı uygulamalarla zihinsel sakinleşmenin sağlanması ya da fiziksel belirtilerin azaltılması mümkündür. Bu noktada derin nefes almak, elleri sıkıp bırakmak, bedeni esnetmek ve kendi kendine konuşmak gibi teknikler denenebilir.

Anksiyete bozukluğu temel olarak olumsuz düşüncelerden kaynaklandığı için düşünceleri yeniden çerçeveleme tekniği de belirtileri hafifletmede etkilidir. Kaygıya neden olan fikrin değerlendirilmesi ve iyi ihtimalleri düşünmeye çalışmak olumsuz düşüncelerin geri plana atılması da yapılabilecek uygulamalar arasındadır. Bununla birlikte anksiyete krizleri, insanların kendi kendine yönetmelerinin zor olduğu anlardır. Dolayısıyla mutlaka bir uzman görüşü alınması ve uygun görülen tedavilere başlanması gerekir. 

Anksiyete ve Diğer Ruhsal Bozukluklar Arasındaki İlişkisi

Yaygın kaygı bozukluğu ve diğer anksiyete türleri, bazı ruhsal bozukluklarla ilişki olarak ortaya çıkabilir. Bu bağlamda panik bozukluk, belirtileri kaygı bozukluğu ile benzer olan rahatsızlıklardan biridir. OKB de diğer ruhsal bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkan kaygı bozukluğu türünde değerlendirilen durumlar arasındadır.

Panik Bozukluk (Panik Atak Kriz Bozukluğu)

Panik bozukluk, ansızın gelen yoğun panik duygusuyla kendini gösterir ve söz konusu duruma sebep olan bir tetikleyici yoktur. Rahatsızlığın görüldüğü kişiler, kalp krizi geçirdikleri ya da boğuldukları sanrısına kapılarak bazı fiziksel belirtilerle hastaneye başvurulabilir. Bu bağlamda en sık görülen semptomlar göğüs ağrısı, terleme ve taşikardidir. Atakların süresi ise bir saat kadar uzun olabilir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

OKB, kontrol edilemeyen ve tekrar eden düşüncelerle karakterize bir ruhsal bozukluktur. Kişinin zihninde sık sık tekrarlayan olumsuz fikirlere sebep olur. Söz konusu düşünceler ise yoğun bir kaygıyı beraberinde getirir. Dolayısıyla anksiyete krizlerinde olduğu gibi fiziksel ve duygusal belirtiler ortaya çıkabilir.

Anksiyete Bozukluğu Tedavisi Nasıldır?

Kaygı bozukluğu tedavisi için öncelikle kapsamlı bir değerlendirilme yapılması ve net bir tanı konması gerekir. Daha sonra izlenecek tedavi prosedürleri, uzmanların değerlendirmelerine göre farklılık gösterir. Bu noktada yaygın olarak başvurulan yöntemlerden biri psikoterapi, diğeri ise ilaç tedavisidir.

Psikoterapi ile anksiyete bozukluğu tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) sıklıkla başvurulan yöntemler arasındadır. Terapi, olumsuz düşüncelerin tanımlanmasıyla birlikte daha sağlıklı düşünme biçimleriyle değiştirilmesine katkıda bulunur. Diyalektik Davranış Terapisi ve Psikodinamik Terapi de kaygı bozukluğunun iyileştirilmesinde değerlendirilen tekniklerdir.

Bazı durumlarda SSRI ve SNRI grubu ilaçlara da başvurulabilir. Aynı zamanda fiziksel belirtileri hafifletmek için reçete edilen ilaçlar da bulunur. Hangi ilaçların ya da terapilerin daha faydalı olacağı ise psikologların değerlendirmelerine göre değişiklik gösterir. Bu nedenle tedavinin başarıyla sonuçlanması için mutlaka uzmanların tavsiyelerine uyum sağlanmalı, terapilere düzenli olarak gidilmelidir. 

Anksiyete Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Anksiyete bozukluğu tedavisinin süresi, tercih edilen yönteme bağlı olarak farklılık gösterir. Bu noktada BDT terapisi, 8-20 seans arasında, uzun süreli psikoterapi ise yaklaşık bir yıl devam edebilir. İlaçların kullanım süresi ise en az 6-12 aydır. Ancak ilacın kademeli olarak azaltılması ya da daha uzun süre kullanılması gibi durumlar da söz konusu olabilir.

İstanbul Anksiyete Tedavisi

İstanbul anksiyete tedavisinde BDT ve psikoterapi gibi teknikleri başarılı bir şekilde uygulayan Klinik Psikolog Onur Cansız, ruhsal bozuklukların kontrol altına alınmasında profesyonel bir yaklaşım benimser. Klinik bünyesinde aşırı kaygı bozukluğu başta olmak üzere tüm kaygı bozukluğu türlerinin tanı sürecinde çeşitli testler uygulanarak net bir teşhis konur. Sosyal anksiyete, panik bozukluk, OKB’ye bağlı gelişen bozukluklar gibi tüm psikolojik rahatsızlıklarda etkili tedavi tekniklerine başvurularak kontrol altına alınması sağlanır.

Sıkça Sorulan Sorular

Kaygı bozukluğu, mide bulantısı ve iştahsızlık gibi sorunlara sebep olabileceği için kilo kaybı görülmesi muhtemeldir.

Doğum sonrasında annelerde, gebelik hormonlarındaki değişimin etkisiyle anksiyete görülme ihtimali vardır.

Sosyal anksiyete, sosyal ortamlarda başkaları tarafından yargılanmak ve olumsuz değerlendirilmekten yoğun bir şekilde kaygı duyma durumudur.

Bir duruma, nesneye ya da canlıya karşı hissedilen aşırı korku, kaygı ve endişe hissi fobik anksiyete olarak tanımlanır.

Kaygı bozukluğunun önüne geçmek için psikiyatri ya da psikologlarla değerlendirme yapılması ve uygun tedavi yollarının benimsenmesi gerekir.

Uzman Klinik Psikolog Onur Cansız

Uzman Klinik Psikolog Onur Cansız Şema Terapi başta olmak üzere BDT ve EMDR tekniklerini akredite kurumlardan aldığı eğitimler ve süpervizyon süreçleri ile uluslararası düzeyde uygulamaktadır. Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümünü Yüksek Onur Öğrencisi derecesi ile mezun olmuştur. Uzmanlık eğitimine Haliç Üniversitesi Klinik Psikoloji Master Programı’nda Başarı Burslu olarak başlayarak dereceyle bitirmiştir. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman ve Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanelerinde Türkiye’nin en köklü iki hastanesinde klinik çalışmalarda bulunarak çalışmıştır.